Ekim 2015

22 Ekim 2015 Perşembe

Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması ( YOTA )


Yapısal Olmayan Tehlikelerin Azaltılması ( YOTA )

YOTA’ya Başlamadan Önce Bilmeniz Gerekenler:
Aile bireylerinin ya da iş arkadaşlarınızın en çok nerelerde zaman geçirdiğini düşünün.

  • Eşyaların doğru malzemeyle ve doğru şekilde sabitlenmesinin önemli olduğunu da unutmayın.
  • Eşyalar devrilebilir, kayabilir ya da birbirine çarpabilir.
  • Yüksekliği, genişliği ya da derinliğinden büyük olan cisimler devrilebilir.
  • Yüksekte duran ağır cisimler düşebilir.
  • Kaygan yüzeylerde duran ya da tekerlekli cisimler kayabilir.
  • Cisimler farklı yönlerde hareket ederek birbirleriyle çarpışabilir.
  • Yükseğe yerleştirilmiş ağır eşyalar, ev ya da işyerindeki en kısa boylu kişinin baş
 hizasından daha aşağıya indirilmelidir.
  • Mobilyalar, mutfak dolapları da dâhil olmak üzere duvarlara sıkıca sabitlenmelidir.
  • Dolap kapaklarına sarsıntı sırasında açılmalarını önleyecek tutaçlar takılmalıdır.
  • Beyaz eşyalar, şofbenler, soba ve borularının sıkıca sabitlendiğinden emin olunmalıdır.
  • Tüp gazlar ve her türlü gaz tankları bulundukları yere sıkıca sabitlenmelidir.
  • Pencere önünde yer alan yatak ve mobilyaların yerleri değiştirilmeli, pencereden uzaklaştırılmalıdır.
  • Aydınlatma elemanları tavana sabitlenmelidir.
  • Ağır ve önemli elektronik eşyalar ile, iş yerinizde kullanmakta olduğunuz makineler de sabitlenmelidir.
  • Duvara asılı çerçevelerde kanca vida kullanılmalıdır.
  • Yanıcı, patlayıcı veya zehirleyici maddeler kontrol edilmeli ve güvenli yerlerde tutulmalıdır.
  • İşyerlerinde masa seviyesinin üstünde ve ağır olan her nesne sabitlenmelidir.

Yanıcı Sıvılar için S.İ.Y.A kuralları uygulanmalıdır:

AFAD Hakkında


AFAD Hakkında

Türkiye sahip olduğu tektonik, sismik, topografik ve iklimsel yapısı gereği doğal afetlerle sıklıkla yüz yüze kalan bir ülke. Su baskını, sel, çığ, heyelan, yangın ama en önemlisi deprem…

Ülkemiz depremlerde insan kaybı açısından dünyada üçüncü, etkilenen insan sayısı açısından sekizinci sırada. Ortalama olarak her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen en az bir deprem yaşanmakta…

Doğal afetlerin doğrudan ya da dolaylı olarak neden olduğu maddi ve manevi kayıplar afet yönetiminin ve koordinasyonunun günümüz dünyasında ne kadar titizlikle ele alınması gerektiğinin bir kanıtı…

Ülkemizde doğal afetlere ilişkin politikalar ilk olarak 1939 Erzincan Depremi sonrası geliştirilmeye başlanmış; 1959 yılında çıkarılan 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun” ile konuyla ilgili yasal boşluk giderilmeye çalışılmıştır. Afetlerle ilgili yasal düzenlemeler 1988 yılında devletin tüm imkanlarının afet bölgesine en hızlı şekilde ulaşmasını ve afetzede vatandaşlara en etkin ilk müdahalenin yapılmasını sağlamak amacıyla çıkarılan “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik” ile devam etmiştir.

Türkiye’de afet yönetimi ve koordinasyonu alanında dönüm noktası ise 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’dir.
 
Büyük can kaybına ve geniş çaplı hasara neden olan bu deprem, ülkemizde afet yönetimi konusunun tekrar gözden geçirilme zorunluluğunu acı bir şekilde ortaya koymuştur.

Eşgüdüm sağlanması gereken kurumların afetlerle ilgili yetki ve sorumluluklarının yeniden tanımlanması ihtiyacı afet ve acil durumlarda yetki ve koordinasyonun tek bir elde toplanmasını zaruri kılmıştır.

Bu doğrultuda afetlerle ilgili olarak görev yapan İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık’a bağlı Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü kapatılarak 2009 yılında çıkarılan 5902 sayılı yasa ile Başbakanlık’a bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı kurularak yetki ve sorumluluklar tek bir çatı altında toplanmıştır.

Başkanlığımız görev ve yetkilerini Başbakan adına Başbakan Yardımcımız Numan KURTULMUŞ’a bağlı olarak kullanmaktadır. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere müdahale edilmesi ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının süratle tamamlanması amacıyla gereken faaliyetlerin planlanması, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve etkin uygulanması için ülkenin tüm kurum ve kuruluşları arasında işbirliğini sağlayan, çok yönlü, çok aktörlü, bu alanda kaynakların rasyonel kullanılmasını gözeten, faaliyetlerinde disiplinler arası çalışmayı esas alan iş odaklı, esnek ve dinamik yapıda teşkil edilmiş bir kurumdur.

Bu çerçevede; ülkemizde yeni bir afet yönetim modeli uygulamaya konulmuş olup, getirilen bu model ile öncelik ‘‘Kriz Yönetimi’’nden ‘‘Risk Yönetimi’’ne verilmiştir.
 
Günümüzde ‘‘Bütünleşik Afet Yönetimi Sistemi’’ olarak adlandırılan bu model, afet ve acil durumların sebep olduğu zararların önlenmesi için tehlike ve risklerin önceden tespitini, afet olmadan önce meydana gelebilecek zararları önleyecek veya en aza indirecek önlemlerin alınmasını, etkin müdahale ve koordinasyonun sağlanmasını ve afet sonrasında iyileştirme çalışmalarının bir bütünlük içerisinde yürütülmesini öngörmektedir.

Başkanlığımız, illerde doğrudan valiye bağlı İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri ve 11 ilde bulunan Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlükleri vasıtasıyla çalışmalarını yürütmektedir.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, afet ve acil durumlara ilişkin tek yetkili kurum olup, bir şemsiye kurum anlayışıyla afet ve acil durumun niteliği ve büyüklüğüne göre gerek Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri, Sağlık, Orman ve Su İşleri ve ilgili diğer bakanlıklar ile gerekse sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Kurulduğu günden bu yana ülkemizde yaşanan Elazığ, Simav ve Van depremlerinde en etkin ve hızlı müdahaleyi gerçekleştirmiş, deprem sonrası yürüttüğü başarılı iyileştirme politikaları ile afetzede vatandaşlarımızın yaralarını en kısa sürede sarmıştır. Antalya, Samsun ve Sinop’ta yaşanan sel felaketlerinde ilgili kurumlarla kısa sürede koordinasyon sağlanarak afet bölgesinde hayatın normale döndürülmesi çalışmaları ivedilikle tamamlanmıştır.

Sadece ulusal çapta değil uluslararası anlamda da birçok başarılı operasyona imza atan Başkanlığımız, dünyanın en uzak coğrafyalarında dahi yaşanan afet ve acil durumlara kayıtsız kalmamış, kaliteli, profesyonel ve alanında uzman personeli, teknolojik ekipmanı ile Haiti’den Japonya’ya, Şili’den Myanmar’a kadar yardım elini uzatmış; Libya, Tunus, Mısır ve Suriye yaşanan toplumsal olaylarda dünyanın takdirini kazanan tahliye ve insani yardım operasyonlarını başarıyla gerçekleştirmiştir.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bundan sonraki süreçte de gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta üzerine düşen görev ve sorumlulukları, sahip olduğu donanımlı personel ve geliştirdiği etkin politikalarla yerine getirmeye devam edecektir.

Vizyon - Misyon ve Hedefler

 Misyonumuz:
Afetlerin gerçekleşmesinin kaçınılmaz olduğu gerçeğinden hareketle, afet zararlarını azaltmayı, önlemlerini almayı ve etkilerini azaltmayı amaçlayan AFAD, misyonunu;
“Afetlere dirençli toplum oluşturmak”
şeklinde belirlemiştir.
Depremler, seller, heyelanlar, kaya düşmeleri, kuraklıklar, fırtınalar, tsunamiler ve diğer birçok afetin insanlar, çevre ve ekonomi üzerinde yıkıcı etkileri vardır. Ancak insan ve mekânların dirençliliğinin – insanlar ve mekânlar üzerindeki bu yıkıcı etkilere karşı koyma ve hızlı bir şekilde ayağa kalkma yeteneği – artırılması mümkündür. Söz konusu dirençliliğin artırılması afetlerin etkilerini, zararlarını en aza indirecek ve afet sonrası toplumun ayağa kalkma süresini minimize edecektir. AFAD misyonunu bu bakış açısıyla belirlemiştir.
Misyonumuz çerçevesinde AFAD’ın sloganı;
“Beklenmeyene hazırlıklıyız”
olarak belirlenmiştir.

Vizyonumuz:
AFAD’ın vizyonu;
“Afet ve acil durumlar ile ilgili çalışmalarda sürdürülebilir kalkınmayı esas alan risk odaklı, etkin, etkili ve güvenilir hizmet sunan uluslararası düzeyde model alınabilecek yönlendirici ve koordinatör bir kurum olmak.”
şeklinde belirlenmiştir.

AFAD vizyonuyla; risk yönetimi odaklı, sürdürülebilir kalkınmanın önemine haiz, hizmet sunumunda etkililiğe, etkinliğe ve güvenirliliğe özen gösteren, uluslararası düzeyde güçlü ve afet yönetiminde görev alan tüm kurumları etkili bir şekilde koordine eden bir kurum olmayı öngörmektedir.

Hedefimiz:
AFAD’ın misyonu olan “Afetlere Dirençli Toplum Oluşturmak” bağlamında AFAD Stratejik Planının temel amacı, bu misyona ulaşmak için şu şekilde tanımlanmıştır;
“Stratejik plan dâhilinde stratejik yönetim sistemini kurmak ve planın etkili ve etkin uygulanmasını sağlamak”

Bu temel çerçeve doğrultusunda, “AFAD Amaç ve Hedefleri”ni tespit ederken aşağıdaki çalışmaların sonuçlarından istifade edilmiştir:
• Taslak Stratejik Planının değerlendirilmesi,
• Mevcut durum analizi,
• Dünyada afet ve acil durum yönetimi konusundaki gelişmeler,
• Çalışma Grup Başkanları ile yapılan görüşmeler,
• Daire Başkanları ile mülakatlar,
• Kurum içi ortak akıl toplantıları,
• Dış paydaş - çözüm ortakları ile yapılan süreç analiz çalışmaları,
• Strateji Arama Toplantısında ortaya çıkan analizler.


Teşkilat Şeması

Doğal Afetler Hakkında Ansiklopedik Bilgi


Doğal Afetler Hakkında Ansiklopedik Bilgi


Eğitim alanındaki konu anlatılarımızda ülkemizde sıklıkla görülen Doğal Afetler Hakkında Özet Bilgileri sizlerle paylaşarak devam ediyoruz. Bilindiği üzere ülkemizde Deprem,Sel, Toprak Kayması gibi bir çok doğal afet görülmekte ve bu yüzden her yıl ülke genelinde milyarlarca lira zarar olmakta ve yüzlerce insanımız canından olmaktadır. Bu yazımızda Doğal Afetler Hakkında Kısa Bilgileri Sizlere sunduk umarım yararlı olacaktır.
Şimdi Doğal Hakkında Sizlere Kısa Bilgi Verelim
Doğada hiçbir şey durağan değildir yenisininde. Gerçekte doğa, düzenli değişimlere sahiptir.
Bu değişimler bazen önceden tahmin edilebilir gelişmelerdir veya mevsimsel hava koşullarında olduğu gibi normal bir döngüsel olaylar dizisidir. Buna rağmen büyük çoğunluğu önceden tahmin edilememektedir. Önceden tahmin edilemeyen bir olay meydana geldiğinde ve bu olay olağanüstü bir özellik gösterdiğinde hem insanlar, hem de çevrenin diğer öğeleri için bir tehlike halini alır. Bu durumda, böylesi bir olay, doğal afet olarak tanımlanır.
Doğal afet kavramının ortaya çıkışı ile ilgili bir diğer özellik ise, doğal bir çevrede varlığını sürdüren toplumların beklenmedik bir anda canlarının, mallarının ya da güvenliklerinin tehlikeye girmesi veya yok olmasıdır kıbrıslılarda. Bunlar çığ, kıyı erozyonu, kuraklık, deprem, sel, sis, don, dolu, toprak kayması, yıldırım, kar, kasırga (tropikal siklon, tayfun), hortum, volkanik patlamalar, tsunami ve rüzgârdır. Bazı çevresel bozulmalar da bir afet nedeni olabilir veya bunların yayılmaları bir afetin ortaya çıkmasına sebep olabilir.
En genel tanımıyla afet; insanların yaralanmalarına ya da yaşamlarını yitirmelerine neden olan ve/veya mal, tarım ve çevreye zarar veren tehlikeli durumlar veya olaylardır.
Sıklık ve tehdit: Bazıları çok sık meydana gelirler ve bu nedenle de diğerlerine göre çok daha büyük bir tehdit oluştururlar
Etki süresi: Bazıları uzun bir dönem sonrasında biterken, bazıları ise süre sınırlamasına sahip değildir (bir hortum sınırlı bir sürede sona ererken, bir kuraklık yıllarca sürebilir).
Başlangıç hızı: Bazı felaketler aniden bazıları da günler ya da saatler güvenininde öncesinden uyararak meydana gelirler
Etki alanı: Bazı felaketler küçük bir alanda etkili olurken bazıları ülkenin tamamını etkileyebilirler. Bazıları ise tek bir afetin neden olduğu ve başlangıçta küçük bir alanda etkili olan fakat zincirleme reaksiyonlarla diğer birçok afete de sebep teşkil eden ve böylece çok daha büyük alanlarda etkisini gösteren felaketlerdir
Tahrip gücü: Bu durum çoğunlukla zararın tipine göre değişir.
Doğal Afetler Nelerdir?
a) Deprem
b) Kuraklık,
c) Su Baskını (sel),
d) Volkan Patlaması
e) Kaya Düşmesi,
f) Fırtınana, Kasırga, Tayfun, Hortumlar,
g) heyelan,
h) Tsunami (Dev dalgalar),
i) Çığ.
j) Göktaşı düşmesi
k) Ani iklim değişimleri
l) Doğal radyasyon

Doğal afetler nelerdir, doğal afetler hakkında bilgi



Doğal afetlerDoğal afetler, en geniş anlamı ile insanlara zarar veren olaylardır. Başka bir ifade ile can ve mal kaybına yol açan doğal olaylardır. Afetin ilk özelliği doğal olması, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çokkısa zamanda meydana gelmesi ve son olarak da başladıktan sonra insanlar tarafından engellenememesidir. Bazı afetlerin yeryüzünün nerelerinde daha çok olduğu bilinmektedir. Örneğin deprem, heyelan, çığ, sel, don ve bazı afetlerin sonuçları depremde olduğu gibi doğrudan ve hemen ortaya çıkar. Ama kuraklıkta olduğu gibi bazılarının sonuçları ise uzun bir zaman sonra ve dolaylı olarak görülür.

Doğal Afetler Nelerdir? Doğal Afet Türleri, Afet Çeşitleri

Doğal Afetler iki ana grupta incelenir, Jeolojik ve Meteorolojik.

Jeolojik Afetler

Bunlar doğrudan doğruya kaynağını yer kabuğu ya da yerin derinliklerinden alan doğal afetlerdir.
- Deprem
- Heyelan
- Yanardağ patlamaları
- Tsunami

Meteorolojik Afetler

Atmosferdeki doğa olayları sonucunda meydana gelirler.
- Sel
- Çığ
- Fırtına
- Kuraklık
- Orman yangını
- İklim değişiklikleri
- Kasırga
- Hortum
Meteorolojik afetlerin oluşumunu hazırlayan temel etkenler atmosfer kökenli olmasına rağmen, bazılarında afetin oluştuğu yerin özellikleri de etkili olmaktadır. Sel, çığ ve sis buna örnek olarak verilebilir.

18 Ekim 2015 Pazar

UMKE’ ye Kimler Katılabilir?






1-UMKE’ ye Kimler Katılabilir?
a) UMKE personeli; çeşitli birimlerde çalışan ve kendi görev tanımları kapsamındaki asli işlerini yapan istekli sağlık personeli arasından seçilir. Bu personel belirlenen eğitim ve faaliyet programına göre yıl içerisinde çeşitli zamanlarda eğitimlere ve tatbikatlara katılır, gerektiğinde olağandışı olaylara müdahale eder. Asli işlerinin yanında UMKE faaliyetlerini yürüten personel, bu faaliyetlerini bakanlık veya valilik görevlendirmesi ile yapar.
b) UMKE’ye diğer resmi, özel kurum ve kuruluşlardan sağlık personeli katılabilir. Bu kişilerin kıyafet ve donanımları kendi imkanları ile karşılanır. Eğitimleri Bakanlıkça yapılır.
c) UMKE’nin çalışmalarına destek olmak amacıyla sivil kişiler de UMKE gönüllüsü olarak UMKE üyesi olabilir. Ancak faaliyetler ile ilgili her türlü harcama gideri kendilerine aittir.
d) UMKE’nin sahada yapacağı müdahalelerde, tatbikatlarda gerekli lojistik, ulaştırma ve diğer teknik işleri yapmak üzere sağlık personeli dışındaki istekli personel arasından UMKE destek personeli oluşturulur.
2-UMKE’ ye nasıl katılabilirim?
a) UMKE’ye katılmak isteyen personel, dilekçe ile müdürlüğe başvuru yapar. Her personel için UMKE Personeli kayıt formu doldurulur.
b) Timlere seçilmede isteklilik esastır. Bununla birlikte UMKE personeli olarak kabul edildikten sonra verilen tüm görev ve faaliyetlere katılmak zorunludur.
3-UMKE’ nin görevleri nelerdir?
a) Afet veya olağandışı durumlarda aldıkları özel eğitim ve donanımla, kazazedelere olay yerinde, en kısa sürede imkân ve kabiliyetlerini kullanarak uygun yöntemlerle medikal müdahale etmek ve kurtarmak,
b) Kurtarılan kazazedeleri, en kısa sürede ileri acil tedavi ünitelerine naklini sağlamak üzere ambulanslara, uygun nakil araçlarına ve görevlilerine teslim etmek,
c) Afetler ve olağan dışı durumlarda diğer sağlık ekiplerinin sunduğu tıbbi yardımların yeterli olmadığı durumlarda ve alanlarda, ekibin kendi donanım, personel ve eğitim imkanları dâhilinde ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerine destek vermek,
d) Olay yerinde sağlık hizmetlerinin yönetimini yapmak, triaj, tıbbi müdahale, nakil hazırlıkları, haberleşme ve kayıt yapmak,
e) Afet birimi ve diğer yerler ile gerekli iletişimi ve bilgi akışını sağlamak,
f) Faaliyetleri kapsamında ilgili kurum, kuruluş ve kişilerle işbirliği yapmak,
g) Gerekli hâllerde, yurtdışında meydana gelen afet ve olağan dışı durumlarda sağlık hizmetlerinde görev almak.
4-UMKE Üyeliğinden Ayrılma ve Çıkarılma Halleri Nelerdir?
a) UMKE üyesi olmak için UMKE’ ye katılan personel zorunlu hâllerde (görevi yapmaya engel hastalık, memurluktan ayrılma vb) bu görevden ayrılabilir.
b) Bulunduğu ilden tayin vb. nedenlerle başka il’e giden personelin UMKE üyeliği gittiği il’de devam eder.
c) UMKE personeli, UMKE sorumlusu veya Bakanlık tarafından ilgili faaliyete çağırıldığında geçerli mazeret olmaksızın bir yıl içerisinde iki faaliyete katılmaması hâlinde UMKE’ den çıkarılır.
d) UMKE’ nin yapacağı bölgesel kamp, ulusal kamp, eğitim faaliyetleri ve diğer aktivitelerde kişilik ve sağlık mesleği ahlakına yakışmayacak fiil ve uygulamalarda bulunan personel, UMKE sorumlusunun veya ilgili faaliyetteki sorumlu amirin ve diğer UMKE personelinden en az iki kişinin yazılı tutanağı ile Müdürlüğe bildirilir ve Müdürün uygun görüşü ile UMKE’ den çıkarılır.
e) Sahada veya diğer UMKE faaliyetlerinde; UMKE içerisinde tim liderinin talimatlarına riayet etmeyen ve ekibin bütünlüğünü bozan fiillerde bulunan personel; UMKE sorumlusunun ve diğer personelden en az iki kişinin yazılı tutanağı ile yetkili amire bildirilir ve Müdürün uygun görüşü ile UMKE’ den çıkarılır.
f) UMKE’ den çıkan personel her türlü donanımı, malzemeyi, dokümanı ve kimliğini birime teslim eder.

11 Ekim 2015 Pazar

Depreme Karşı Yapısal Risklerin Azaltılması






Bu kitapta; barınma, eğitim, sağlık gibi değişik amaçlarla kullanılan binaların kuvvetli bir yer sarsıntısının etkisi altındaki davranışları incelenmektedir.

Kitap kapsamında, binayı ayakta tutan yapısal elemanların deprem etkilerine nasıl karşı koyabileceği, mühendislik tasarımı ve inşaat aşamasından başlayarak hizmet ömrü süresince hangi durum ve koşullarda, deprem güvenliği açısından ne tür zayıflık ve eksikliklerin oluşabileceği gibi konular üzerinde durulmuştur.

Kitabın amacı; halkın bu konular hakkında bilgilenmesini sağlayarak, kullanılan binaların bu bilgiler ışığında değerlendirilmesini, bina üretiminin her aşamasında sorgulayıcı bir yaklaşımla daha nitelikli bina stokunun oluşması konusunda talep yaratılmasını sağlamaktır.




http://www.guvenliyasam.org/contents/pdf/Depreme-Karsi-Yapisal-Risklerin-Azaltilmasi.pdf

EVLERDE ELEKTRİK GÜVENLİĞİ



Sıradan bir günde evlerimizde birden fazla elektrikli alet kullanırız. Elektrikli aletleri yaygın olarak kullandığımız modern evlerimizde, bunların kullanımından kaynaklı tehlike ve riskleri unutabiliyoruz. Eğer dikkatli olunmazsa elektrik vücudunuzda yanıklara, elektrik çarpmasına ve hatta ölüme neden olabilir. Elektrik suda çok kolay iletilir ve vücudumuzun da %70’inin su olduğu düşünüldüğünde elektriğe karşı oldukça savunmasız olduğumuz söylenebilir. Evlerinizde bu tehlike ve risklere maruz kalmamak için siz ve ailenizin bunlara yönelik farkındalığa sahip olduğuna emin olmalısınız. Aşağıda bahsedeceğimiz -belki de zaten biliyor olduğunuz- bilgileri tazelemek için vakit ayırabilirsiniz.
Herkes İçin Elektrik Güvenliği İpuçları
Elektrikli aletleri, uzatma kablolarını, ampulleri ve diğer ekipmanları kullanırken güvenli davranmak gerekir. Güvenlik ipuçları tüm aile bireyleri tarafından benimsenmeli ve davranış haline getirilmelidir. Basit önleyici tedbirler etkili çözüm sağlarken, aksi durumda yalnızca bir kıvılcım bile elektrik kaynaklı yangına neden olabilir.
Elektrikli Aletler
Ütüden mikrodalga fırına kadar her türlü elektrikli aletler evlerin olmazsa olmazlarıdır. Aşağıdaki güvenlik ipuçları bu aletleri güvenli bir şekilde kullanmanızı sağlayacaklardır:
  • Kullanılmayan elektrik aletlerin fişlerini prizden çıkartın ve kablolarını çocukların ve evcil hayvanların ulaşamayacağı yerlerde bulundurun.
  • Televizyon, bilgisayar monitörü gibi çalışınca ısınan aletlerin çevresinde hava dolaşımı ve soğuması için mesafe bırakın. Bu tarz aletlerin üzerini örtmeyin.
  • Aletlerin kullanma kılavuzuna dikkat edin. Amatör tamiratlar yapmayı denemeyin.
  • Tüm elektrikli ev aletlerini sudan uzak tutun.
  • Hiçbir elektrikli aleti ıslak ellerle veya suyun içinde dururken çalıştırmayın.
  • Giysileri, perdeleri, oyuncakları ve diğer yanıcı malzemeleri ısıtıcı elektrikli aletlerden uzakta tutun.
cocuklar-elektrik-guvenligi
Uzatma Kabloları
Her elektrikli aletin bir kablosu vardır ve birçok evde bu kablo mesafesini uzatmak için uzatma kabloları kullanılır. Aşağıdaki ipuçları uzatma kablosu kullanılırken göz önünde bulundurulabilir:
  • Elektrik kablolarında yıpranma, çatlak, bükülme olup olmadığı sıklıkla kontrol edin.
  • Elektrikli aletlerin kablolarını amacı dışında kullanmayın.
  • Elektrik fişleri prizlere tam olarak oturtun. Çok gevşek veya kolaylıkla yerinden çıkıyorsa değiştirin.
  • Elektrik kablolarının halının altından geçmesini engelleyin.
  • Uzatma kabloları geçici bir çözümdür. Uzatma kablolarının kullanımını mümkün olduğunca en aza indirgeyin.
  • Elektrik kablolarını prizden çıkarırken kablosundan asılarak çıkartmayın.
Electrical Cord Overload
Prizler
Her elektrik fişinin uygun bir prize takılması gereklidir. Aksi takdirde kısa devrenin oluşması ve yangınlar için en müsait yer burasıdır.
  • Kapaklı veya çocuk kilitli prizler kullanın.
  • Prizlere aşırı yüklenmeyin.
  • Uygun ebatlarda olmayan elektrik fişlerini kullanmayın.
  • Özellikle mutfaklarda, banyolarda toprak hattını bağlamayı ihmal etmeyin.
Ampuller
  • Elektrik hattına uygun watt değerindeki ampulleri kullanın. Yüksek watt değerine sahip bir ampul tesisatın aşırı ısınmasına neden olabilir.
  • Normal ampuller yerine enerji verimli ampuller (CFL) tercih ederek daha az enerji harcamış olursunuz.
  • Eğer bir CFL (enerji verimli) ampul odada kırılırsa hemen pencereyi açın ve odadaki tüm herkesi en az 15 dakika dışarıya çıkartın.
  • Ampulleri takarken iyice sıkıştığından emin olun, gevşek bırakılmış ampul kısa devre ve kıvılcıma neden olabilir.
  • Ampul değiştirirken sigortaları indirerek tesisattan elektriği tamamen kestiğinizden emin olun.
cfl-ampul-guvenligi
Elektriksel Yangınlara Karşı Önlemler
  • Çocukların elektrikli aletlerle oynamalarına müsade etmeyin.
  • Elektrik kaçağı olan aletleri derhal değiştirin ya da uzman kişilerce tamir ettirin.
  • Isınan lamba anahtarlarını yenisi ile değiştirin.
  • Uzatma kablolarına ve prizlere aşırı yüklenme olmadığına emin olun.
  • Elektrik sigortaların nerede olduğunu ve nasıl kapatacağınızı öğrenin.
  • Yeterli bilgi ve deneyiminiz olmadan elektrikli aletleri tamir etmeye çalışmayın.
  • Elektrik yangınlarına su ile müdahalede bulunmayın.
  • Öncelikle elektrik tesisatını kapatın, itfaiyeye haber verin ve eğitiminiz varsa kuru kimyevi toz ile müdahale edin.
elektriksel-yanginlar
İstanbul İtfaiyesi’nin istatistiklerine göre 2009-2013 yılları arasında çıkan yangınların ortalama %18,6’sı elektrik kontağından kaynaklanmış ve yangınların çıkış nedenleri arasında 2. sırada yer almıştır.
Yanlış kullanıldığında veya ihmal edildiğinde elektrik ciddi zarara neden olabilir. Bununla birlikte, küçük bir çaba ile elektriksel risklerin çoğunu azaltmak sizin elinizdedir.
Sağlıcakla kalın…

Afette Buluşma Noktaları


toplanma-alani


Afet meydana geldiğinde aile üyeleri bir arada değilse, ilk endişeniz aile üyelerinizden haber almak ve onlarla bir araya gelmek olacaktır. Fakat iletişim hatlarının işlevsiz olabileceğini göz önünde bulundurursak, tekrar bir araya gelinceye kadar bu endişeniz devam edecektir. Eğer aile üyelerinizle buluşma noktalarınızı belirlerseniz, afet meydana geldiğinde ailenizi nerede bulacağınızı ve oraya nasıl ulaşacağınızı biliyor olursunuz.
Buluşma noktalarımızı belirlerken ev içerisinde, bina dışında ve mahalle dışında buluşma noktaları belirlemeniz uygun olacaktır. Ev içerisinde buluşma noktasına ne gerek var diye düşünebilirsiniz. Ancak deprem sırasında yaşanan panik ve heyecan nedeniyle, birçok kişi eşini veya çocuğunu evde unutmuştur. Ev içerisinde belirleyeceğiniz buluşma noktası çıkışa yakın ve güvenli bir yer olmalıdır.
Afet meydana geldikten sonra mahalleniz güvenliyse, civarda aile üyelerinin bir araya gelebileceği güvenli bir yer tespit edin. Bu yer evinize yakın, güvenli bir alan sağlayabilecek ve tüm aile üyelerinin bildiği bir konum olmalıdır.
Son olarak, mahallenizin güvenli olmaması ya da oradaki buluşma yerine ulaşamamanız durumunda, mahalle dışında bir buluşma noktası belirlemelisiniz. Bu yer, çocuklarınızın okulu ya da tüm aile üyelerinin iyi bildiği bir akrabanın evi olabilir.
Aile üyelerinin birbirlerinden haberdar olmaları amacıyla, nereye ve ne zaman gittiğinize dair küçük notları buluşma noktalarına bırakabilirsiniz.
Ayrıca 5393 sayılı Belediye Kanunu gereğince belediyeler ilçe sınırları içerisinde afetler sonrası toplanma alanları belirlemekten sorumludurlar. Belediyenizden toplanma alanlarını ve oraya nasıl ulaşacağını öğrenebilirsiniz. Böylelikle kendi afete hazırlık planınızı belediyenizin afet planı ile uyumlu hale getirebilirsiniz.
Önemli Aile Bilgilerini Kaydedin
Afet sonrası müdahale ve yardım çalışmaları sırasında aile üyelerine ait bazı bilgilere ihtiyaç duyulur. Yaşanan stres nedeniyle çok iyi bildiğiniz bu bilgileri kolayca hatırlamayabilirsiniz. Dolayısıyla aileniz için önemli aile bilgilerini not etmeniz faydanıza olacaktır. Peki hangi bilgileri kaydetmelisiniz?
Her bir aile üyesi için;
  • Ad-Soyad, T.C. Kimlik Numarası, Cep Telefonu
  • İş yeri adresi ve telefonu
  • Okul adı, adresi ve telefonu
  • Kan grubu, alerji bilgisi, düzenli kullanılan ilaçlar vb.
  • Ev adresi ve telefonu
  • ZDS poliçe numarası, acente telefonu
  • (Varsa) Özel sağlık sigortası poliçe numarası, acente telefonu
  • Pasaport ve ehliyet numaraları
  • Araç plakası, ruhsat numarası
  • Evcil hayvanların adı, numarası ve en son aşı tarihleri
Önemli aile bilgilerini kaydetmek için kullanabileceğiniz formun örneğini buradan indirebilirsiniz:
Önemli Evrakların Kopyalarını Hazırlayın
Aile bilgilerinizi kayıt altına almak nasıl önem arz ediyorsa, önemli evraklarınızın da kopyalarını hazırlamak o kadar önemlidir. Bu sebeple nüfus cüzdanı, ehliyet, tapu, sigorta belgeleri, diploma, pasaport, banka cüzdanı, evlilik cüzdanı gibi önemli evraklarınızın kopyalarını hazırlayıp su geçirmeyen bir torbada saklamalı ve bölge dışı irtibat kişisine göndermelisiniz.
Ayrıca kayıp şahıs kaydı oluşturmanız gerektiği takdirde aile üyelerinin fotoğraflarına ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu sebeple her bir aile üyesi için birer fotoğrafı eklemeyi unutmayın.
Günümüz teknolojilerini göz önünde bulundurursak, basılı kopyanın yanı sıra elektronik olarak da bu evrakları tarayıp internette güvenli bir ortamda (bulut depolama vb.) yedekleyebilirsiniz. Fakat bu durumda evraklara ulaşmanızın müddet alacağını aklınızdan çıkarmayın.
Gelecek yazımızda afete hazırlık planı için nasıl bölge dışı irtibat kişisi belirleyeceğimizi, acil durum bilgi kartı hazırlayacağımızı, acil durum telefon numaralarını nasıl arayacağımızı paylaşacağız.
Sağlıcakla kalın…

AFET ÇANTASI ENKAZ ÇANTASI MIDIR?






13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da 301 madencimizin hayatını kaybetmesine neden olan facia ve ardından 24 Mayıs 2014 tarihinde Ege Denizi’nde meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki deprem nedeniyle uzun süredir blog yazılarımıza ara vermek durumunda kalmıştık. Öncelikle Soma’da yaşamını yitiren tüm işçilerimize Allah’tan rahmet, geride kalan ailelerine başsağlığı diliyoruz.
Şu bir gerçek ki, yaşanan her iki olay da ülkemizin afet ve acil durumlara karşı ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha yüzümüze bir tokat gibi vurdu. Ancak tüm bunların önüne geçilebilirdi. Afet ve acil durumlar nedeniyle yaşanan can ve mal kayıpları azaltmak mümkündür. Toplumumuzda önlem kültürü, afet kültürü, hazırlık kültürü, güvenli yaşam kültürü oluşturulabilir. Bunun için öncelikle bir eğitim seferberliği şart…
Toplumda afet bilinci ve farkındalığı oluşturulmasına yönelik yapılan çalışmalara siz de destek olabilirsiniz. Aileniz ve yakın çevrenizden başlayarak sevdiklerinizi afete hazırlık yapmaları konusunda teşvik edebilirsiniz.
Geçtiğimiz yazımızda ev ve iş yerlerini nasıl güvenli hale getirebileceğinizi paylaşacağımızı söylemiştik. Ancak tam bu noktada konuya parantez açıp afet çantasıyla ilgili önemli bilgiler sunmanın daha doğru olacağını düşünüyoruz. 24 Mayıs tarihinde Ege Denizi’nde meydana gelen 6.5 büyüklüğündeki deprem birçok il ve özellikle İstanbul’dan da hissedildi. Yaşanılan sarsıntı nedeniyle halk korku ve paniğe kapıldı. Beklenen büyük İstanbul Depremi ve başta afet çantası olmak üzere afete hazırlık konuları tekrar gündemdeki yerini aldı. Hal böyle olunca, maalesef ki afete hazırlık konusunda yanlış bilgiler de yayılmaya başladı. Eğitimde yanlış bir bilgiyi, kavram yanılgısını düzeltmek yeni bir bilgiyi yapılandırmaktan çok daha zordur. Onun için afet çantası kavramının doğru ve iyi anlaşılması gerektiğini düşünüyoruz.
Afet çantası enkaz çantası değildir!
Afet çantasının ne olduğunu açıklamadan önce ne olmadığını açıklayalım. Afet çantası enkazdan çıkarken kullanılacak bir çanta değildir. Enkazın altında hayatta kalmanızı sağlayacak bir çanta ise hiç değildir.
Şimdi filmi biraz başa sarıp afet çantasının durumunu gözden geçirelim. Afet hazırlığınız kapsamında bir afet çantası edindiniz ve evinizin herhangi bir yerinde bu çantayı bulunduruyorsunuz. Deprem oldu. Bina yıkıldı. Siz de hayattasınız ama enkazda mahsur kaldınız. Böyle bir durumda sıkışmış yada yaralanmış olma ihtimaliniz oldukça yüksek. Çantaya ulaşmanız ise zaten mümkün değildir. Oradan kurtulmak için tek şansınız sizi kurtarmak için gelecek arama-kurtarma profesyonelleri olacaktır. Dolayısıyla afet çantanızın içindeki malzemelerin hiç biri sizi enkazda korumak yada kurtarmak için değildir.
Nedir peki şu afet çantası?
Afet çantası, bir afet meydana geldikten sonra ihtiyaç duyacağınız temel gereksinimlerin bir arada bulunduğu çantadır. Yani afet çantası edindiniz, deprem oldu, sarsıntı geçtikten sonra dışarıya bu çantayı alıp çıkarsanız dışarıda geçireceğiniz süre boyunca ihtiyacınız olan tüm malzemeleri bir arada bulabilirsiniz. Deprem olduktan sonra tekrar eşya veya malzeme almak için eve girmek güvenli olmayacaktır. Yaşanabilecek bir artçı deprem hasar almış binanızın yıkılmasına neden olabilir.
Büyük bir deprem sonrasında ilk 72 saat için yardım ulaşmayabileceğini göz önüne alarak afet çantasının içinde en az üç gün yetecek kadar malzeme bulundurulmalıdır. Afet çantasına ihtiyaçlarınıza uygun olarak çeşitli malzemeler koyabilirsiniz ancak her afet çantasında bulunması gereken bazı temel malzemeler vardır.
afet-cantasi-hazirlamak
Afet çantasına neler konulmalıdır?
Su – Bir afetten sonra ihtiyaç duyacağınız en önemli şey içme suyudur. Şebeke suyu kesilmiş, kirlenmiş olabilir, su dağıtımı gecikebilir. Bu sebeple en az 3 gün yetecek kadar suyu çantanıza koymalısınız. Günlük kişi başı en az 1 litre içme suyu bulundurmanız faydalı olacaktır.
Gıda – Afet ortamında yaşanan stres ve harcanan enerji nedeniyle vücudunuzun ihtiyaç duyacağı enerjiyi sağlamalısınız. Bu sebeple gıda dağıtımı gelinceye kadar çantanızda bulunacak gıdalar hayata tutunmanızı sağlar. Çantanızda bulunduracağınız gıdalar yüksek enerjili, dayanıklı ve tüketime hazır olmalıdır.
Hijyen malzemeleri – Afet ortamında en önemli sorunlardan biri hijyendir. Salgın hastalıkların önüne geçmek için kişisel hijyeninize özen göstermelisiniz. Bunun için afet çantasında sabun, diş fırçası, diş macunu, ıslak mendil, kağıt mendil gibi malzemeleri bulundurmalısınız.
El feneri – Afetten sonra elektrik hatları koptuğu için veya güvenlik nedeniyle dağıtım merkezi tarafından elektrikler kesilecektir. Bu durumda binanızdan tahliye olurken ve sonrasında akşam karanlığında el feneri ile çevrenizi aydınlatabilirsiniz. Yedek pillerini de çantaya eklemeyi unutmayın.
Radyo – Afetle ilgili haber alma kaynaklarınız yalnızca radyo ile sınırlanacaktır. Elektrikler kesik olduğundan dolayı televizyon ve bilgisayarlar işe yaramayacaktır. Ancak afetlerde yayına girmek üzere planlanmış kanallardan afet hakkında haberleri dinleyebilirsiniz. İstanbul için afet radyosu 103.0 kanalından yayın yapacaktır. Bu kanal İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün resmi kanalıdır. Radyonuzu uzun süre kullanmak istiyorsanız yedek pilleri eklemeyi unutmayın.
İlk yardım çantası – Afet sonrasında ufak yaralanmalar nedeniyle gereken ilk müdahaleyi ilk yardım çantasında bulunan malzemelerle gerçekleştirebilirsiniz. Yeri gelmişken Sağlık Bakanlığı onaylı bir ilk yardım eğitimi almayı da ihmal etmeyin.
Nakit para – Afet sonrasında ATM’ler ve POS cihazları devre dışı kalacaktır. Bu yüzden para çekemez, kredi kartıyla alışveriş yapamazsınız. Çantanızda bir miktar nakit para bulundurmanız yararlı olacaktır. Küçük banknotlar ve bozukluklar halinde çantaya koyacağınız para alışverişinizi kolaylaştıracaktır.
Ev ve araba yedek anahtarları – Afetten sonra evi terk ederken ev ve araba anahtarlarınızı aramakla vakit kaybetmemek için birer kopyalarını çantanızın kolay ulaşabileceğiniz bir gözünde saklayın.
İlaçlar – Sürekli kullanmanız gereken ilaçlar varsa yedeklerini çantanıza eklemeyi unutmayın.
Afet çantanıza koymanız gereken malzemeler bunlarla sınırlı değildir. Örneğin önemli evraklarınızın kopyalarını olası resmi işlemler için afet çantanıza ekleyin. Diğer malzemeleri ise aşağıdaki gibi listelemek mümkündür:
  • Mum, koli bandı, çakmak veya kibrit
  • Çöp torbası
  • İş eldiveni, toz maskesi, çakı
  • Yağmurluk
  • Yedek kıyafet
Afet çantasıyla ilgili şu ipuçlarını hatırlayalım:
  • Afet çantanız kolay taşınabilir olsun. Gerekirse her aile bireyi için ayrı bir çanta hazırlayın.
  • Afet çantanızı kolay ulaşılabilir bir yerde bulundurun. Hemen alıp çıkabileceğiniz şekilde çıkışa yakın bir yer seçin.
  • Afet çantanızdaki malzemelerin son kullanma tarihlerine dikkat edin.
  • Afet çantanızın içindeki malzemeleri her 6 ayda bir gözden geçirin.
Afet çantanızı edinin, kolay ulaşabileceğiniz bir yerde bulunsun. Ne kaybedersiniz ki?

Afetlerde Psikolojik İlkyardım




Afetler fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, günlük yaşam ve faaliyetleri durduran veya kesintiye uğratan, toplumun kendi kaynaklarıyla çözüm üretmesini zorlaştıran doğal, teknolojik veya insan kaynaklı olaylardır. Yaşamı ve kişisel bütünlüğü tehdit eden diğer olağanüstü durumlarda olduğu gibi, deprem ve benzeri afetler nedeniyle de bireyler şiddet ve süreleri değişen psikolojik sıkıntı belirtileri gösterebilirler. Bu tepkiler olağanüstü bir duruma verilen normal tepkilerdir ve zamanla şiddetleri azalır.
Afetlerin birincil zararları can ve mal kayıpları olmakla birlikte, ilerleyen aşamada ortaya çıkacak fiziksel ve ruhsal hasarlar da son derece önemlidir. Sadece afeti doğrudan yaşayan insanlar değil, afetzedelerin aileleri ve yakın çevreleri, afetzedelere yardım eden kişiler ve yaşanan bu olaya medya yoluyla tanık olan bireyler de psikolojik sorunlarla yüz yüze gelebilir.
Bu yazının hazırlanmasının amacı, sözü edilen kişilerin, konunun uzmanlarına yönlendirilmesinin henüz mümkün olmadığı aşamada gerçekleştirilecek psikososyal müdahale ve bunun en önemli adımlarından biri olan psikolojik ilkyardım konusunda bilgi vererek afetzedelere, afetlerde görevli yetkili kişilere ve gönüllülere afetlerin yarattığı psikolojik sıkıntı belirtileriyle nasıl baş edebilecekleri konusunda yol göstermektir. Bu bilgiler ışığında, deprem sonrası ilk 72 saatte bireylerin bu tür durumları en az zararla atlatmasının sağlanması hedeflenmektedir.

Afet ve Travmatik Yaşam Olaylarının Özellikleri ve Türleri


Afet, insanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, insanın normal yaşantısını ve eylemlerini durduran veya kesintiye uğratan, toplumun kendi kaynaklan ile başa çıkmasını zorlaştıran doğal, teknolojik veya insan kökenli olaylar olarak tanımlanabilir.
Tehlikelerin bir afete dönüşebilmesi için can, doğal çevre, mal, mülk ve iş sürekliliğine büyük zarar vermesi gerekir. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler’in yaptığı tanıma göre afetler, herhangi bir tehlikenin; can, mal, çevre, ekonomi ve kültürel varlıklar üzerinde yarattığı olumsuz etkilerle baş etmeye yerel imkânların yetmediği durumlardır. Deprem, sel, heyelan, fırtına gibi doğa olayları, bölge ve ülke düzeyinde veya uluslararası yardım gerektirecek büyüklükte can ve mal kayıplarına neden olduklarında doğal afet olarak tanımlanır. Buradan yola çıkıldığında, afet bir olaydan ziyade bir olayın doğurduğu sonuçtur. Afetlerin doğurduğu sonuçlara bakıldığında, en başta can ve mal kaybına neden oldukları görülür. Can kayıpları, insan ve hayvanların ölmesi; mal kayıpları ise eşya, bina ve tarım alanlarının ve ekonomik faaliyetlerin zarar görmesidir. Kayıpların bir kısmı doğrudan afetle birlikte, bir kısmı ise belirli bir süre sonra ortaya çıkabilir. Örneğin deprem sırasında can ve mal kaybı meydana gelmektedir. Kişinin yaşadığı bu doğal afet ve getirdiği sonuçlar fiziksel ve ruhsal olarak uzun süreli hasarlara neden olabilir.
Travmatik yaşam olayı, insanların yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri, kendi yaşantılarını tehdit eden veya ciddi yaralanmalara yol açan, kişisel bütünlüklerini tehdit eden ve/veya bu durumlara başkalarının maruz kalmalarına tanık oldukları olaylardır. Travmatik yaşam olaylarının ruhsal travma yaratabilecek olaylar olarak sınıflandırılabilmesi için kişinin bu travmatik olaylara verdiği tepkiler de göz önünde tutulmalıdır. Kişinin olaya aşırı korku, dehşet veya çaresizlikle tepki vermesi önemlidir. Ciddi kazalar, doğal afetler, fiziksel veya cinsel saldırı, bir yakının beklenmedik ani ölümü gibi olaylar ruhsal travmatik olaylara örnek olarak verilebilir. Dolayısıyla ruhsal travma tanımında hem olayın özellikleri hem de bireyin tepkileri bir arada değerlendirilmektedir.
Doğal afetler, yukarıda verilen tanım çerçevesinde bireyler için ruhsal travmatik olay olabilir ve dolayısıyla afet sonrasında çeşitli psikolojik sıkıntı belirtileri görülebilir. Bu tepkiler daha sonraki bölümlerde ele alınacak olan olağanüstü bir duruma verilen normal tepkilerdir ve zamanla şiddetleri azalır. Ancak, ruhsal bir travma ve/veya afet sonrası bazı kişilerde önce akut stres bozukluğu, daha sonra Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) olarak adlandırılan ve kişinin yaşamını etkileyerek oldukça fazla sıkıntı yaratabilen bir rahatsızlık gelişebilmektedir. Ayrıca çeşitli başka kaygı bozuklukları (panik bozukluğu, fobiler gibi), depresyon, madde bağımlılığı, saldırganlık ve öfke, kişilik bozuklukları ve patolojik uzatılmış yas gibi sorunlar da gözlenebilir. Sorunlar ciddi olduğunda, bireyin mutlaka bir uzmana yönlendirilmesi gerekir.

DEPREM SONRASINDA YAPILMASI GEREKENLER



KAPALI ALANDAYSANIZ;
  • Önce kendi emniyetinizden emin olun.
  • Sonra çevrenizde yardım edebileceğiniz kimse olup olmadığını kontrol edin.
  • Depremlerden sonra çıkan yangınlar oldukça sık görülen ikincil afetlerdir. Bu nedenle eğer gaz kokusu alırsanız, gaz vanasını kapatın. Camları ve kapıları açın. Hemen binayı terk edin.
  • Dökülen tehlikeli maddeleri temizleyin.
  • Yerinden oynayan telefon ahizelerini telefonun üstüne koyun.
  • Acil durum çantanızı yanınıza alın, mahalle buluşma noktanıza doğru harekete geçin.
  • Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla size yapılacak uyarıları dinleyin.
  • Cadde ve sokakların acil yardım araçları için boş bırakın.
  • Her büyük depremden sonra mutlaka artçı depremler olur. Artçı depremler zaman içerisinde seyrekleşir ve büyüklükleri azalır. Artçı depremler hasarlı binalarda zarara yol açabilir. Bu nedenle sarsıntılar tamamen bitene kadar hasarlı binalara girilmemelidir. Artçı depremler sırasında da ana depremde yapılması gerekenler yapılmalıdır.
AÇIK ALANDAYSANIZ;
  • Çevrenizdeki hasara dikkat ederek bunları not edin.
  • Hasarlı binalardan ve enerji nakil hatlarından uzak durun.
  • Önce hemen yakın çevrenizde acil yardıma gerek duyanlara yardım edin.
  • Sonra mahalle toplanma noktanıza gidin.
  • Yardım çalışmalarına katılın. Özel ilgiye ihtiyacı olan afetzedelere -yaşlılar, bebekler, özürlüler- yardımcı olun.
YIKINTI ALTINDA MAHSUR KALDIYSANIZ;
  • Paniklemeden durumunuzu kontrol edin.
  • Hareket kabiliyetiniz kısıtlanmışsa çıkış için hayatınızı riske atacak hareketlere kalkışmayın. Biliniz ki kurtarma ekipleri en kısa zamanda size ulaşmak için çaba gösterecektir.
  • Enerjinizi en tasarruflu şekilde kullanmak için hareketlerinizi kontrol altında tutun.
  • El ve ayaklarınızı kullanabiliyorsanız su, kalorifer, gaz tesisatlarına, zemine vurmak suretiyle varlığınızı duyurmaya çalışın.
  • Sesinizi kullanabiliyorsanız kurtarma ekiplerinin seslerini duymaya ve onlara seslenmeye çalışınız. Ancak enerjinizi kontrollü kullanın.

DEPREM ANINDA YAPILMASI GEREKENLER






DEPREM ANINDA BİNA İÇERİSİNDEYSENİZ;
  • Kesinlikle panik yapılmamalıdır.
  • Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalıdır.
  • Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulmalıdır. Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir.
  • Güvenli bir yer bulup, diz üstü ÇÖK
  • Başını ve enseni koruyacak şekilde KAPAN
  • Düşmemek için sabit bir yere TUTUN
  • Merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmamalıdır.
  • Balkona çıkılmamalıdır.
  • Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır.
  • Kesinlikle asansör kullanılmamalıdır.
  • Telefonlar acil durum ve yangınları bildirmek dışında kullanılmamalıdır.
  • Kibrit, çakmak yakılmamalı, elektrik düğmelerine dokunulmamalıdır.
  • Tekerlekli sandalyede isek tekerlekler kilitlenerek baş ve boyun korumaya alınmalıdır.
  • Mutfak, imalathane, laboratuar gibi iş aletlerinin bulunduğu yerlerde; ocak, fırın ve bu gibi cihazlar kapatılmalı, dökülebilecek malzeme ve maddelerden uzaklaşılmalıdır.
  • Sarsıntı geçtikten sonra elektrik, gaz ve su vanalarını kapatılmalı, soba ve ısıtıcılar söndürülmelidir.
  • Diğer güvenlik önlemleri alınarak gerekli olan eşya ve malzemeler alınarak bina daha önce tespit edilen yoldan derhal terk edilip toplanma bölgesine gidilmelidir.
  • Okulda sınıfta ya da büroda ise sağlam sıra, masa altlarında ve ya yanında; koridorsa ise duvarın yanına hayat üçgeni oluşturacak şekilde ÇÖK-KAPAN-TUTUN hareketi ile baş ve boyun korunmalıdır.
  • Pencerelerden ve camdan yapılmış eşyalardan uzak durulmalıdır.
DEPREM ANINDA AÇIK ALANDAYSANIZ;
  • Enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan, diğer binalardan ve duvar diplerinden uzaklaşılmalıdır. Açık arazide çömelerek etraftan gelen tehlikelere karşı hazırlıklı olunmalıdır.
  • Toprak kayması olabilecek, taş veya kaya düşebilecek yamaç altlarında bulunulmamalıdır. Böyle bir ortamda bulunuluyorsa seri şekilde güvenli bir ortama geçilmelidir.
  • Binalardan düşebilecek baca, cam kırıkları ve sıvalara karşı tedbirli olunmalıdır.
  • Toprak altındaki kanalizasyon, elektrik ve gaz hatlarından gelecek tehlikelere karşı dikkatli olunmalıdır.
  • Deniz kıyısından uzaklaşılmalıdır.
DEPREM ANINDA ARAÇ KULLANIYORSANIZ;
Sarsıntı sırasında karayolunda seyir halindeyseniz;
  • Bulunduğunuz yer güvenli ise; yolu kapatmadan sağa yanaşıp durulmalıdır. Kontak anahtarı yerinde bırakılıp, pencereler kapalı olarak araç içerisinde beklenmelidir. Sarsıntı durduktan sonra açık alanlara gidilmelidir.
  • Araç meskun mahallerde ya da güvenli bir yerde değilse(ağaç ya da enerji hatları veya direklerinin yanında, köprü üstünde vb.); durdurulmalı, kontak anahtarı üzerinde bırakılarak terk edilmeli ve trafikten uzak açık alanlara gidilmelidir.
  • Sarsıntı sırasında bir tünelin içinde iseniz ve çıkışa yakın değilseniz; araç durdurulup aşağıya inilmeli ve yanına yan yatarak ayaklar karına çekilip, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. (ÇÖK-KAPAN-TUTUN)
  • Kapalı bir otoparkta iseniz; araç dışına çıkılıp, yanına yan yatarak, ellerle baş ve boyun korunmalıdır. Yukarıdan düşebilecek tavan, tünel gibi büyük kitleler aracı belki ezecek ama yok etmeyecektir. Araç içinde olduğunuz takdirde, üzerine düşen bir parça ile aracın içinde ezilebilirsiniz.
Metroda veya diğer toplu taşıma araçlarındaysanız;
  • Gerekmedikçe, kesinlikle metro ve trenden inilmemelidir. Elektriğe kapılabilinir veya diğer hattan gelen başka bir metro yada tren size çarpabilir.
  • Sarsıntı bitinceye kadar metro ya da trenin içinde, sıkıca tutturulmuş askı, korkuluk veya herhangi bir yere tutunmalı, metro veya tren personeli tarafından verilen talimatlara uyulmalıdır.

Ne Zaman Olacağı Değil, Ne Yapacağı Belli!